t: Melih Bulu (15 Ağustos 1970, Kırıkkale), Türk akademisyen, siyasetçi ve mevcut Boğaziçi Üniversitesi rektörü. Bu görevinden önce 2020-21 yılları arasında Haliç Üniversitesi rektörlüğünü, 2016-2019 yılları arasında ise İstinye Üniversitesi kurucu rektörlüğünü yürüttü.
Orta Doğu Teknik Üniversitesi mühendislik fakültesinden mezun olan Bulu, yüksek lisans ve doktorasını Boğaziçi Üniversitesi işletme bölümünde tamamladı. Savunma sanayi alanında bir süre mühendis olarak çalışan Bulu, 2002 yılında Adalet ve Kalkınma Partisi'nin İstanbul Sarıyer İlçe Başkanlığı'nın kuruluşunda yer aldı. 2009 yerel seçimlerinde aynı partiden Ataşehir Belediye Başkanlığı, 2015 genel seçimlerinde ise İstanbul 1. bölge milletvekilliği için aday adayı oldu fakat her ikisini de kazanamadı. Aynı zamanda Boğaziçi Üniversitesi, İstanbul Ticaret Üniversitesi ve İstanbul Şehir Üniversitesi'nde ders vermeye devam etti. 2 Ocak 2021 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanı kararı ile Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğüne getirildi. 5 Ocak 2021'de görevi selefi Mehmed Özkan'dan devraldı. Bulu'nun geçmişte Ak Parti'deki siyasi faaliyetleri ve Boğaziçi Üniversitesi dışından gelen ilk rektör olduğu yönündeki iddialar nedeniyle üniversite öğrencileri, akademik kadrosu ve sivil toplum kuruluşlarının da dahil olduğu taraflarca protesto edildi. (kaynak : Vikipedi)
---
Gelelim asıl mevzuya.. kendisinin ne aldığı eğitimler, ne siyasi görüşü, ne şahsı, ne de dinlediği müzik türleriyle inanın kimsenin işi yok, derdi yok, alakası da yok. Asıl mesele şu ki ''seçimle'' değil, ''kayyumla atanarak'' getirilmiş bir rektör olması. Bu ne güzel dünya arkadaş, ben de metallica dinliyorum hocam beni de Boğaziçi Üniversitesi gibi ülkenin sayılı üniversitesine öğrenci olarak atasınlar, üniversite sınavıyla, kazanmakla falan hiç uğraşmayayım değil mi? Ayrıca kendisinin daha önceden rektörlük yaptığı Haliç Üniversitesi'nde de bazı durumları olmuş. bakınız : (Öğrencilerin sınavlarda kameraların zorunlu olması kararına tepki göstermeleri üzerine Melih Bulu, Haliç Üniversitesi rektörü iken öğrencilerin tweetlerine sahte hesapla cevap verdiği, onları sınavlarda kopya çekmekle suçladığı ve sonra ana hesabıyla kendisi tarafından gönderilen tweetleri beğendiği iddia edildi. Melih Bulu'nun aynı zamanda iktidara yönelik eleştirilere karşılık vermek için kurulan "Sanal Akıncılar" isimli bir grubu yönettiği öne sürüldü.
Melih Bulu Hakkında Twitter Tartışmaları
Aldığı eğitimi övenler ve bu rektörlüğü hak ettiğini öne sürenler için yine Melih Bulu İntihal yazarak araştırma yapmalarını öneririm çünkü kendisi ''intihal'' yapmadığını yalnızca tırnak içine almayı unuttuğunu belirtiyor. (Ben 2.sınıf üniversite öğrencisiyim, kaynak vermeyi hocamın istediği gibi anlayıp yapamadığım için dümdüz bir ödevden düşük not+bir sürü de azar aldım mailden, neyse.) bakınız : Cumhuriyet gazetesinde yer alan haberde Melih Bulu'nun 2011 yılında yazdığı "Measuring competitiveness of cities: Turkish experience" adlı makalede "The environment and the entrepreneurial city: searching for the urban 'sustainability fix' in Manchester and Leeds" adlı makaleden yaptığı alıntılarda intihal yaptığı iddiası yer aldı. Cumhuriyet'in haberine göre kendi yazdığı makalede alıntıladığı kısım, alıntıladığı makelenin özet kısmının bir kopyasıydı. Aynı haberde ayrıca Bulu'nun doktora tezinde ise alıntıladığı bilgilerin kaynağını vermesine rağmen APA tarafından yayınlanmış doğrudan alıntı kurallarına uymadığı ifade edildi. Bulu, intihal iddialarını "iftira" olarak nitelendirerek reddetti.
Bununla beraber, Melih Bulu karşıtı eylem yapan öğrencilerin tek dediği ise “Bunu akademik özgürlüğü, bilimsel özerkliği ve üniversitemizin demokratik değerlerini açıkça ihlal ettiği için kabul etmiyoruz”. oldu ancak terörist ve provokatör ilan edildiler. Yazık günah, insan bazen diyecek bir şey bulamıyor bu ülkede olanlar için. Doğruyu ve olması gerekeni savunduğun için terörist ilan edilebiliyorsun ama gerçek teröristler ise devletin kanalı olan TRT'ye çıkabiliyorlar, oldukça hayret edilecek bir durum yani. Her eylemde olduğu gibi içeri sızmaya çalışıp eylemi amacından çıkaran bazı kötü niyetli çıkar gruplarının yaptıkları da tabii yine öğrencilerin üzerine kaldı. ''Yazık, o adam da evine ekmek götürüyor eleştirirken dikkat etmek lazım.'' yazan pamuk kalpli sazanları bile gördüm. Yazık evine ekmek götürüyor dediğin adamın maaşına falan baksanız bir keşke, memurlara, asgari ücretli çalışanlara üzülmek yerine çok duyarlı halkımız Melih Bulu'ya üzülsünler tabii. Lgbti bayraklarına takılanlar mı dersiniz, şu an bu eylemi yürüten 19-20 yaşındaki gençlere ''daha önceden de bunlar oldu neredeydiniz ulan?'' diyenler mi dersiniz.. Özür dileriz siz ülkenin içine sıçarken sonradan doğup Z kuşağı olup bi de sizin boklarınızı böyle temizlemeye, düzeltmeye uğraştığımız için. Sanki biz ülkeyi bu hale getirdik, evet rektörlerin kayyum olmasına, belediyelere yapılan haksız atanmalara biz izin verdik. Boğaziçi'nden gelen videoları tüylerim diken diken olarak izliyorum neyse ki. Siz her şeye bir kulp bulurken orada insanlar lgbti bayrağıymış, başı kapalıymış, açık kıyafetliymiş, erkekmiş, kadınmış demeden kendi kendilerine göre eylemlerini yapmaya devam ediyorlar sizin aksinize. Hepsi yan yana, hepsinin ağzında aynı söz ''kayyumla atanan intihalci rektörü istemiyoruz! çünkü bu doğru değil.'' Uzun lafın kısası, rektörlerin seçimle gelmesi gerekir, atanarak değil. Her şeyin içine liyakatsızlığın karıştığı yetmedi çünkü, aman hiçbir işi doğru ve düzgün yapmayalım bu ülkede neye lazım değişiriz, gelişiriz, güzelleşiriz falan mazallah.